Şükran Varol Kır’dan Bir Öykü: Şakaklarıma Ayrılık Düştü
Şükran Varol Kır’dan Bir Öykü: Şakaklarıma Ayrılık Düştü
er akşam salonun ortasındaki yuvarlak masaya dirsek teması mesafeden biraz hallice otururduk. Bedenlerimiz arasındaki mesafe gözle görünür olsa da ruhlarımızın birbirine olan uzaklığı gözle görülemeyecek kadar derin bir uçurumdu.
“Bence kalp krizi en güzeli.” dedim. Gerçekten ciddi miyim diye pür dikkat bakıp yüzüme “Sen delirmişsin!” diye karşılık verdi. Elindeki pilav tenceresini ne yapacağını bilemez bir şekilde biraz dolandı mutfakta. “Ne delirmesi?” dedim gayet ciddi bir sesle.
“Bence kalp krizi en güzeli.” dedim. Gerçekten ciddi miyim diye pür dikkat bakıp yüzüme “Sen delirmişsin!” diye karşılık verdi. Elindeki pilav tenceresini ne yapacağını bilemez bir şekilde biraz dolandı mutfakta. “Ne delirmesi?” dedim gayet ciddi bir sesle. “Düşünsene, bugün sapasağlamsın, ertesi gün eninde sonunda varacağın yere çoktan varmışsın. Acı yok, çile yok, dram yok. Tamam, […]
ZÜLFÜ LİVANELİ- HUZURSUZLUK- KİTAP İNCELEMESİDoğan KitapOcak 2017- 1.Baskı154 Sayfa “Ben bir insandım.’’Yaşamak var yaşamak var. Her ikisi de okurken aynıymış gibi görünse de aslında insanın burnunun direğini sızlatacak kadar farklı kelimeler. Tıpkı “çaresizlik’’ gibi.Hani bazı kitaplar vardır ya sadece okumanız yetmez, içselleştirerek bazı şeyleri araştırmanız öyle kabul etmeniz ve okumaya ara verip başınızı iki elinizin […]
EDEBİ FOTOĞRAFÇI ZEKERİYYA AKBAŞ 1-Türkiye’de değeri bilinmeyen genç bir yetenekten söz edeceğiz. Hem fotoğrafçı hem bir şair. “İz” kitabının yazarı, Zekeriyya AKBAŞ. Bize kendinizden kısaca söz eder misiniz?-92 Kütahya doğumluyum, memur bir ailenin son ferdi olarak sonbaharın tam sonunda dünyaya geldim.Anadolu Üniversitesi Malive bölümü mezunuyum ve aynı zamanda Atatürk Üniversitesi Fotoğrafçılık ve Kameramanlık bölümü öğrencisiyim.2-Fotoğraflarınızı […]
“Affet bizi oğul,” dediniz. Dudaklarınız hiç kıpırdamadı bunu söylerken. Karasının damdaki üzümleri hatırlattığı gözleriniz kalkmadı yerden. Küçüklüğümde koşarak geldiğimde açılan kollarınız, üç gün su vermediğimizde canını kaybeden yapraklara benziyordu. Köy meclisindekilerin kara benizleri, sarı bıyıkları kadar uzaktan, “Affet bizi oğul,” dediniz. Yıllardır bu soğuk duvarların arasında uyuyamadığım her gece düşünüyorum. Dudağınız kıpırdamadan nasıl söylediniz? Balçığa […]